Arama

Türkiye Yüzyılı'nın Terörsüz Harcı Aile ocağıdır.

1 hafta önce | Okunma Sayısı : 7


Türkiye Yüzyılı'nın Terörsüz Harcı Aile ocağıdır.

Türkiye Yüzyılı'nın Terörsüz Harcı Aile ocağıdır.

Sn.Cumhurbaşkanımız Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi açılışındaki  konuşmasında merhum Turgut Cansever'e atfettiği "Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz, ihmal ettiğiniz nesil inşa ettiğiniz şehri tahrip eder" sözünü defalarca merhum mimar Turgut Cansever'den bizzat duymuştum. Merhum büyük  mimar ve şehir planlayıcısı Turgut Cansever’i  Cidde'de mütevazi evimde ağırlamış, ve onunla beraber umre yapmıştım. Faizsiz sistem (FFK. A.Ş) kurucusu ve Ykb. merhum Salih ÖZCAN amcamın arkadaşıydı. Merhum Cansever;1983'te Mekke Üniversitesi'nde eğitim programı hazırlık danışmanı olarak çalıştı. Ağa Han Mimarlık Ödülü almıştı. Bu anı'dan aldığım ilhamla kendi penceremden bu yazıyı karaladım affola!

Türkiye’nin "Terörsüz Türkiye Yüzyılı" hedefine ulaşma yolculuğunda, Cumhurbaşkanlığı makamından Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM), resmi ve sivil tüm devlet mekanizmalarından ülkemizin aydınlarına kadar her unsur büyük bir gayret sergilemektedir. Aziz milletimizin tamamı, bu kritik sürecin barış ve huzurla taçlanmasını büyük bir istekle beklemektedir. Türkiye, "Türkiye Yüzyılı" vizyonuyla geleceğe yürürken, bu büyük hedefin ancak terörden ve her türlü yıkıcı unsurdan arındırılmış bir toplumsal zemin üzerinde inşa edilebileceği yadsınamaz bir gerçektir. Maddi kalkınma ve teknolojik ilerlemenin ötesinde, bu yüzyılın asıl harcı, sağlam temelli, inanç ve kültürle yoğrulmuş aile yapımız olacaktır. Zira, toplumu ayakta tutan çelik iskelet, onun hücrelerini oluşturan ailelerdir ve geleceği şekillendirecek olan nesillerin ilk ve en önemli eğitim yuvası da yine burasıdır.

Aile, sadece bir barınak değil, aynı zamanda ahlakın, erdemin, milli ve manevi değerlerin ilk tohumlarının atıldığı kutsal bir ocaktır. Çocuk terbiyesi, bu ocağın en hassas meselesidir. Asil kültürümüzde ve yüce inancımızda çocuk, "Allah'ın emaneti" olarak görülür. Onu yetiştirmek; sadece bedensel ihtiyaçlarını gidermek değil, aynı zamanda ruhunu beslemek, karakterini inşa etmek ve onu iyi insan, faydalı vatandaş yapmaktır. Bu anlayışın temelinde, çocuğa adalet, iyilik ve şefkatle yaklaşmayı emreden İslami düsturlar yatar. Nitekim Peygamber Efendimiz (SAV), "Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir miras bırakmamıştır" buyurarak, eğitimin maddi mirastan bile değerli olduğunu vurgulamıştır. Tarihimizdeki "Edepli ol, evladım" nasihati, ahlaki duruşun her şeyden önce geldiğini gösteren en güçlü kültürel örnektir.

Bugünün dünyası, özellikle genç nesli tehdit eden kötü alışkanlıklarla doludur. Madde bağımlılığı, dijital dünyanın zararlı etkileri ve yozlaşmış ideolojiler, gençlerimizi doğru yoldan saptırmaya çalışmaktadır. Ailenin temel sorumluluğu, çocuğu bu tehlikelerden korumak için güçlü bir manevi zırh ile donatmaktır. Yeşilay'ın da vurguladığı gibi, aileleriyle yeterli zaman geçiren, yargılanmadan dinlenen ve hayatın bir parçası olduğunu hisseden çocuklar, zararlı alışkanlıklara daha az ilgi duymaktadırlar. Bu koruma kalkanı, baskıcı olmaktan ziyade, sevgiye dayalı, açık ve güvenilir bir iletişim kurmaktan geçer. Çocuk, ailesinde bulduğu huzur ve şefkati dışarıda arama ihtiyacı duymaz.

Gençleri geleceğe hazırlama süreci ise, onlara sadece mesleki bilgi ve beceri kazandırmaktan ibaret değildir. Türkiye Yüzyılı'nın vizyonuna uygun, özgüvenli, vatanına ve milletine bağlı, ahlaklı bireyler yetiştirmek asıl amaçtır. Bu noktada, onlara hedef koyma, sorumluluk alma ve zorluklar karşısında direnme gücü olan metaneti öğretmek elzemdir. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de, Hazreti Yusuf'un iffetini korumak adına zindanı tercih etmesi veya Hazreti İbrahim'in genç yaşta inancı uğruna putlara karşı durması gibi örnekler, gençlerimize doğru bir duruşun ve sağlam bir karakterin nasıl olması gerektiğini gösteren mükemmel rol modellerdir. Türk-İslam medeniyetinde gençlik, sadece bir yaş dönemi değil, dinamizm, cesaret ve idealizmle dolu bir güç kaynağı olarak görülmüştür. Selçuklu ve Osmanlı medreselerinde, sadece ilim değil, aynı zamanda "ilimle amel etme" ve "hizmet ahlakı" öğretilmiştir.

Türkiye Yüzyılı'nın Terörsüz İnşası, şüphesiz devletin kudretli gücünü arkasına alacaktır; ancak bu büyük vizyon, esas olarak her bir aile ocağında filizlenen imanlı, ahlaklı ve donanımlı yeni nesillerin yetiştirilmesiyle kök salacaktır. Biz ailelere düşen en kutsal ve en hayati görev; evlatlarımızı yalandan, hırsızlıktan, kumar, uyuşturucu ve dijital medya bağımlılığı gibi her türlü yıkıcı kötü alışkanlıktan koruyacak sarsılmaz bir vicdanla donatmak, onlara asil kültürümüzün ve inancımızın köklü değerlerini aşılamak ve onları bu aziz ülkenin geleceğinin gerçek mimarları olarak yetiştirmektir. İşte o zaman; bu topraklara aidiyet duyan, asaletini koruyan ve geleceğe umutla bakan güçlü nesillerle Türkiye Yüzyılı, artık sadece kâğıt üzerinde bir hedef olmaktan çıkacak; her alanda yükselen ve tüm kalbimizle yaşanılan büyük, sarsılmaz bir gerçeklik olacaktır.

Dr. İbrahim ÖZCAN

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorumlar