Arama

Sabırla Diren, Takva ile Yüksel

3 ay önce | Okunma Sayısı : 28


Sabırla Diren, Takva ile Yüksel

*Sabırla Diren, Takva ile Yüksel*

 

*Ali İmran Suresi 200.Ayet*

 

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

 

“Ey iman edenler! *Sabredin, kararlılıkta yarışın, düşmana karşı hazırlıklı olun (birbirinize dayanıp bağlanın), Allah’a karşı gelmekten sakının* ki başarıya ulaşabilesiniz.”

 

Hayat, mümin için sadece yaşanacak bir süreç değil; anlamı ve amacı olan bir yolculuktur. Bu yolculukta karşılaşılan her zorluk, sabrın kıymetini artırır; her imtihan, inancın gücünü test eder. İşte tam da bu yüzden Yüce Allah, Âl-i İmrân Suresi’nin son ayetinde müminlere bir *çağrıda* bulunur. Bu çağrı, sadece bir buyruk değil; hayatın her anında rehberlik eden bir ilke manifestosudur.

 

İlk olarak, *“اصْبِرُوا – sabredin”* emriyle başlar ayet. Sabır, bir müminin en büyük sermayesidir. Acılara, zorluklara, nefsin arzularına ve dünyanın geçici cazibesine karşı gösterilen dirençtir. Sabretmek, pasif bir bekleyiş değil; bilinçli bir teslimiyet ve güçlü bir iradedir.

Ardından gelen *“وَصَابِرُوا – kararlılıkta yarışın”* ifadesi, toplumsal dayanışmayı ifade eder. Mümin, yalnızca kendisi için değil, kardeşleriyle birlikte bir sabır mücadelesi verir. Zorluklar karşısında birbirine destek olan, omuz omuza duran bir ümmet, asla yıkılmaz.

Üçüncü emir olan *“وَرَابِطُوا – ribat tutun, hazırlıklı olun”* ,düşmana karşı uyanık olmayı, içten ve dıştan gelen tehditlere karşı sürekli teyakkuz hâlinde bulunmayı öğütler. Bu, sadece savaş meydanlarında değil; fikirde, ahlakta, ilimde, kalpte verilen cihat için de geçerlidir. Ribat, müminin sadece bedenini değil, kalbini de koruma altına almasıdır.

Ve son olarak, *“وَاتَّقُوا اللّٰهَ – Allah’tan sakının”* buyruğu gelir. Takva, her müminin iç dünyasında taşıması gereken en büyük hassasiyettir. Allah’ın her an kendisini gördüğünün bilincinde yaşamak, O’nun rızasını her şeyin üstünde tutmak, hayatı anlamlı ve ahiret merkezli kılar.

Bu dört esasın ardından gelen *“لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ – Umulur ki başarıya ulaşırsınız”* ifadesi ise, tüm bu gayretlerin sonucunda elde edilecek olan ebedî kurtuluşu müjdeler. Gerçek başarı, sabredenin, birlikte direnenin, uyanık kalanın ve takvayı kuşananın olacaktır.

 

Sonuç olarak bu ayet, müminin hem bireysel hem toplumsal hayatında nasıl bir duruş sergilemesi gerektiğini ortaya koyar. *Sabırla direnen, kardeşleriyle bütünleşen, ruhen ve zihnen hazırlıklı olan ve Allah’a karşı sorumluluğunu unutmayan bir mümin, hem dünya hem ahiret saadetine ulaşır.*

 

*Ayetin Günümüze Mesajları* 

*1.**Bireysel mücadelede sabır şarttır.* Her mümin hayatında nefsine, çevresine ve imtihanlara karşı dirençli olmak zorundadır.

*2.**Toplumsal dayanışma esastır.* Müslümanlar birbirine destek olmadan zorlukları aşamaz. Kararlılıkta, sabırda, sebatta birbirine yardımcı olmalıdır.

*3.**Düşmana, kötülüğe ve gaflete karşı sürekli teyakkuz hâlinde olunmalıdır.* Mümin, hem dış tehditlere hem iç zayıflıklara karşı hazır ve bilinçli olmalıdır.

*4.**Takva, tüm amellerin ruhudur.* Allah’a saygı ve sorumluluk duygusu olmadan yapılan hiçbir şey sahih ve kalıcı değildir.

*5.**Kurtuluş, bu dört temel özelliğe bağlıdır.* Allah, sabreden, destekleşen, hazırlıklı olan ve takvalı kullarını zafere ulaştıracağını vaat etmiştir.

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yorumlar